Pages

Ads 468x60px

2 Temmuz 2013 Salı

Tuzla İlçe Tanıtımı 5

 Sultan Orhan Gazi zamanında feth olmuş iken fetret-i Timur’da giru ağyar eline girmişdir. Hâlâ İstanbul Tekfurınun tasarrufundadır. Anlar yine tekrar feth olınub evkaf ta‘yin olınsa ma‘kul olurdı dediklerinde Sultân-ı âlişân bu tedbiri istihsan edüb (Timurtaş oğlı Ali Beğ’i) bir mıkdar asker ile mezkûr olan kal‘aların teshîrı içün irsal eylediler (Hereke) kal‘asına ki yakın vardılar içinde olan a‘dâ haberdar olıcak İstanbul’a firar etmeğin hisarı hâli bulub zabt etdiler andan Eski Geğbûze’ye varılub ahâlisi inad ve muhâlefet semtine sâlik olmaları ile yağma ferman olınub bi’l-ahere ol dahi dâhil-i kabza-ı tasarruf oldı. Yakınında (Taruca) nam hisarda mütemekkin olan a‘dâ sultân-ı kâmkâr itâ‘atin ihtiyar edüb ahd u eman ile teslîm-i hisar etdiler. Andan Kartal ve Pendik feth olınan mevâzı‘a nezdîk olmağla anlar dahi zabt olınub cümlesi evkâf-ı imâret-i sultâniye olmuşdır. Ol etrâfın düşmanı İstanbul’a gâyet karîb olmağla gâh ol cânibe ve gâh bu cânibe mutâba‘at ederler idi. Akibet zuhûr-ı câh ve celal ve tulû‘-ı kevâkib-i ikbal sultan Gâzi Ebu’l-feth ve’l-Meğâzi Sultan Mehmed Hân ibn-i Sultan Murad Hân aleyhi’r-rahmeti ve’r-rıdvân şehr-i mezbûrı feth etdikden sonra külliyet ile tâbi‘ oldılar. Osmanlı döneminde Tuzla, doğuya giden yol güzergahında bulunduğu için bir konaklama yeri olarak kullanılmıştır. Kayıtlarda Tuzla Menzili adıyla geçen bu konaklama yeri sefere giden ordunun da konaklama yeriydi. 1730 tarihli hükümde İran seferine çıkan ordunun konaklama yerleri zikredilirken Tuzla menziline yer verilmiştir. Üsküdar ve İznikmid kadılarına ve Der-sa‘âdetden mübâşir ta‘yîn olınan ...
 zîde kadruhûya hüküm ki: İnşâllâhu’l-meliki’l-müte‘âl işbu sâl-ı meymenet-iştimâlden şark seferine bi’z-zât hareket-i hümâyûnum olduğına binâen esnâ-yı tarîkda ordû-yı hümâyûnumun nüzûl ideceği menâzilün kaçar sâ‘at oldığı tetebbu‘ olındukda Üsküdar'dan Maldepe üç sâ‘at Maldepe'den Tuzla dört sâ‘at Tuzla'dan Dilöni dört sâ‘at ve Dilönü'nden Hıyârlı (Çınarlı?) menzili yedi sâ‘at ve ândan İznikmid iki buçuk sâ‘at mesâfe oldığı ihbâr olınub lâkin ordû-yı hümâyûnum ile bile bulınan tavâyif-i askeriyyenün vaz‘ı yedi sâ‘at mesâfeyi tayy u kat‘ zahmet ve meşakkat çekilecekleri bedîhî olduğına binâen zikr olınan menâzili sûret-i i‘tidâle ifrâğ eylemek lâzıme-i hâlden olduğından inşâllâhu te‘âlâ Tuzla menâzilinden hareket olındukda Dilöni menziline konılmayub bir sâ‘at veyâhûd iki sâ‘at geçilüb ilerüye konılmak tasmîm olınub sulu bir mahall olmağla muhtâc idüği zâhir olmağla siz ki kadılar ve mübâşir-i mûmâ ileyhsiz imdi işbu emr-i şerîf-i âlîşânum vusûlinde inşâllâhu te‘âlâ ordû-yı hümâyûnum Tuzla menzilinden hareket eyledükde Dilöni menziline konılmayub bir sâ‘at veyâhûd iki sâ‘at ilerü geçilüb konılmağa münâsib sulu mahall var olmadığı ve oldığı sûretde dahi Tuzla'dan kaç sâ‘at mesâfe olmak olur cümle ma‘rifetiyle gereği gibi tefahhus olınub ihbâr olınan mahallün ismini ve Tuzla ile mâbeyninde olan mesâfenün sâ‘ati her ne mikdâr ise alâ sıhhatihî arz u i‘lâm olınmak bâbında fermân-ı âlî sâdır olmağın mûcebince yazıla deyu fermân-ı şerîf olınub şürûtıyla emr-i şerîf yazılmağa tezkire verildi. Fî 12 Muharrem sene 1143 [28 Temmuz 1730]. Tuzla, Osmanlı sultanlarının av mahalleri arasında idi.
 Osmanlı sultanları Yakacık, Soğanlık, Tuzla, Samandıra ve Gebze civarında avlanıyorlardı. Buralardan izinsiz ağaç kesmek ve avlanmak yasaktı. Konu ile ilgili bir hükümde şöyle bahsedilmektedir; Üsküdar kadısına hükümki: Kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân hâssa tazıcıbaşı Abdullâh zîde kadruhû Südde-i sa‘âdetüme arz-ı hâl edüb Üsküdar havâlîsinde ve nevâhîsinde mu‘tâd-ı kadîm üzre şikâr-ı hümâyûn olınacak mahallerde Üsküdar muzâfâtından Yakacık ve Soğanlık ve Tuzla vesâyir karyelerden ba‘zı kimesneler hufyeten avlanub ve ba‘zıları dahi müceddeden (...) orman olan eşcârı kat‘ ve şikâr-ı hümâyûn olınmasında küllî zararları olmağla bundan akdem tazıcıbaşı olanlar bu makûleleri men‘ edegelmeleriyle bu dahi men‘ murâd eylediğinde memnû‘ olmayub ve bundan akdem gayri taraf-ı hümâyûnum ancak kendüden şikâr taleb olındukda Üsküdar havâlîsinden Samandıra ve Gekbuze'ye varınca sayd-ı şikâr içün âdemler? çıkarılmak dahi mu‘tâd-ı kadîm iken kimesne çıkmayub ol vechile bu muzdaribü’l-hâl olduğın bildürüb bâlâda tahrîr olınan karyelerden kadîmîsi üzre sayd-ı şikâr içün âdem çıkarılub ve kadîmden taraf-ı hümâyûnum içün sayd-ı şikâr olınagelen mahallerde kimesneye sayd-ı şikâr etdürilmeyüb men‘ u def‘ olınmak bâbında emr-i şerîfüm recâ eylediği ecilden vech-i meşrûh üzre mu‘tâd-ı kadîm ve olageldiği üzre zikr olınan kurâ ahâlîsi şikârgâhî çıkarılub ziyâde

 tavşan sayd eylemeleriyçün tenbîh ve hilâfına hareket idenler men‘ olınmak içün yazılmışdur. Fî evâhir-i Cemâziyelevvel sene 1138 [25 Ocak- 3 Şubat 1726].Tuzla'da Osmanlı döneminde eğitim müesseseleri teşekkül etmişti. 10 Mart 1907 tarihinde Tuzla'da kız ve erkek çocuklarına ait Rum Mektebi’nin yeniden yapımına izin verilmiştir. Bunun da etkisiyle 27 Haziran 1907 tarihli yazı ile temel dinî bilgilerini öğrenmekten mahrum ve fakir bir durumda bulunan Tuzla Köyü Müslüman halkının çocukları için mektep açılması gündeme getirilmiştir. Milli Mücadele yıllarında Tuzla'nın Müslüman ahalisi büyük sıkıntılar yaşamıştır. Bu acı tablonun bazı karelerini yansıtan belgeleri belgeler kısmında yayınladık. Tuzla'da oturan Rum ahalinin Yunanlılarla açık işbirliğine rağmen Türk nüfus birlikte yaşamayı sürdürmüştür. Burada Osmanlı'nın son yıllarına kadar Rum ve Türk nüfus birlikte yaşamıştır. Tuzla'da Rumlar, Türklere göre nisbeten fazla idi. Lozan Antlaşması ile Selanik'ten gelen Türklerin Tuzla'ya yerleşmesi ile Rumların çoğunluğu Yunanistan'a gitmişlerdir. Tuzla'da yedi kilise ve Padişah 1.Ahmet zamanında yapılan bir camii tarihi eser olarak bulunmaktadır. Orhanlı Köyü ve Aydınlı Mahallesi de Tuzla'nın en eski yerleşim birimlerindendir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız