Bu ikili durum Fatih'e kadar devam
eder. Bizans'ın ortadan kaldırılmasıyla bölge tamamen Osmanlıya tabi
olur.
Aşıkpaşazade şöyle der:
Anı beyan eder kim Sultan Mehmed Burûsa’da imâret yapdı, ana birkaç pâre
köyler istedi kim vakf ide, buldığı köyleri ne sûretle buldı.
Halk eyitdi, "Sultânım bu deniz kenarında hayli köyler vardır kim
Müsliman vilayetinin içindedir ve illâ İstanbul’undur" dediler. Sordı
bildi, üzerine leşker gönderdi. Birisi "Geğibuze" dir "Hereke" den âkâru
(öte yan), kâfiri gördi kim leşker gelir hisarı bırakdı İstanbul’a
kaçdı. Biri dahi "Eski Geğibuze" dir, ol cenk etdi anı yağma etdiler
aldılar, evlerini Müslimanlara verdiler. Biri dahi "Darucı=Darıca" dır,
ol ahdle verdi anı dahi imârete vakf etdi. Biri "Pendik" dir kâfiri
İstanbul’a gitdi. El-hâsıl bu deniz kenarında kâfir hisarcıkları kim
vardır şimdiye değin gâh Müslimanlara dönerdi ve gâh kâfire dönerdi, Tâ
Murad-ı Hân oğlu Mehmed’e değin.
Neşri Tarihi’nde;
Rivâyetdir ki, andan Hünkâr devlet ve sa‘adet ile sâlim ve gânım,
dârü'l-feth Burusa'ya inüb, buyurdı. Ahiret içün bir âli imaret ve bir
âli cami‘ ki mislin kimesne görmemiş ola, bina edeler. Ve gurebâ, fukâra
içün müsâfirhâne dahi yapalar ve dârülhayr bir medrese-i âliye dahi
bünyâd edeler. Ve bir âli kubbe dahi kendi vücud-ı şeriîfi içün yapalar.
Ve otuz hâfız her gün ol kubbede, hatm-i Kelâmullah edüb, sevâbın abâ
ve ecdâdına ve sâir müslimîne hibe oluna. Az zaman içinde emir mucibince
zikr olan binalar yapılub, tamam oldu. Câmi‘e hatib ve huffâz ve imam
ve mü'ezzin ve medreseye müderris ve mu‘id ve imarete mütevelli ve câbî
ve vekilharç ta‘yin edüb ve imarete bir nice kâfir köylerin vakf etmek
istedi. Beylerden biri eyitdi: "Ey Sultan-ı âlem, bunda Müslüman
vilayetinin içinde deniz kenarında bir nice kâfir köyleri vardır kim,
[biz] İstanbul'unuz (İstanbulluyuz) deyü otururlar" dedi.
Andan Sultan Mehmed anları teftiş
edüb üzerlerine leşker gönderdi. Cümlesinden biri, Gebze'den öte
Hereke'dir. Kâfir gördü kim, üzerine leşker gelür, hisarın bırakub
İstanbul'a kaçdı. Biri dahi Eski Gebze'dir (Eskihisar), anın kâfirleri
kaçmayub, hayli zaman ceng etdiler. Ahir anı yağmayla alub, evlerini
Müslümanlara verdiler. Biri dahi Darucı (Darıca) derler. Ol ahidle
ita‘at edüb verdi. Anı Sultan Mehmed, imaretine vakf etdi. Ve biri dahi
Pendik'tir. Kafiri kaçup İstanbul'a gitdi. Ve Kartal hisarı dahi yine
öyle etdi. Muhassal bu deniz kenarındaki hisarcıklar ki vardır. Sultan
Mehmed b. Murad Han zamanına dek inkılabda idi. Zira Kostaniyye
kuvvetiyle gâh Müslümana ve gâh kâfirlere dönerlerdi. Sonra Sultan
Mehmed b. Murad Han İstanbul'u feth edicek inkılabdan kurtulub cebrî
Müslümana ita‘at etdiler.
Solakzâde Tarihi'nde de konu şu şekilde aktarılır:
Binâ-ı câmi’ ve medrese ve imaret-i şehr-i Burûsa ve feth-i ba’zı kıla’
ve ta‘yin şoden evkâf
Selâtin-i Âl-i Osman bu güzergâh-ı dünyây-ı fânînin adem-i bekâsını
mülâhaza etmekle dâima hayrâta sarf- evkât ederlerdi. Vaka‘a-ı Timurdan
sonra Devlet-i Aliyye’ye bir mıkdar fütûr gelüb yine inâyet-i Rabbâni
ile Hânedân-ı Osmanî kuvvet ve kudret hâsıl itmeğin Sultân-ı
refi‘u’l-mekan (sekiz yüz yirmi iki senesinde) Mahrûse-i Burûsa’da
vasat-ı şehirde bir câmi‘-i bülend ve yanında bir medrese-i bî mânend ve
bir imâret-i pür menfa‘at bina etdirüb zikr olınan hayrâta evkâf
ma‘mûre ta‘yini içün ümerây-ı nîk re’yi ile müşâvere olındukda serîr-i
a‘lâya arz etdiler ki İstanbul nevâhisinden ba‘zı kasabât ve kura
mukaddemâ
2 Temmuz 2013 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder